Yaşlanmayla dudağın kırmızı kısmı solar, dudak uzar ve sarkar, dudak kıvrımları yüksekliğini kaybeder, yassılaşır, eros yayı veya cupid’s bow denilen kısım kıvrımlarını yitirir ve dudak çekiciliğini kaybeder. Yaşlanmayla oluşan veya yapısal olarak genç yaştaki dudak şekil bozukluklarını düzeltmek ve yüzün güzelliğini yeniden kazandırmak estetik plastik cerrahinin özel ilgi alanlarından biri olmuştur.
Dudakta Dolgularla Yapılan Estetikler
a) Kendi dokuları ile yapılan doldurma işlemleri (Doku aşıları)
- Dermis şeritleri Vücudun başka bir yerinden alınan deri parçasının alt tarafındaki dermis denen doku kısmı şeritler şeklinde çıkarılıp dudak içine yerleştirilir. Özellikle dudak kenarlarına yerleştirilen bu doku dudağın kıvrımlarını arttırarak daha seksi bir görünüm verdirir. Şişler indikten sonra naturel fakat daha çekici bir dudak elde edilir. Yabancı maddelerin enjeksiyonu ile elde edilen itici ve suni görüntü hiçbir zaman oluşmaz.
- Yağ dokularının yağ hücreleri ile birlikte konsantre bir şekilde iğne ile dudağa verilerek kontur ve kalınlık sağlanır. Bu yöntemin avantajı hiçbir kesi yapımadan iğne ile alınan yağ dokularının yine iğne ile dudağa verilmesidir. Bu yöntem de yine insanın kendisinden alınan dokunun kendisine aşılanması prensibidir. Dudaktaki aşk yayı denilen kıvrımların bu yöntemle elde edilmesi de son derece doğal bir dudağa sahip olmayı sağlar. Çok ince dudaklarda üçer ay aralıklarla yağ enjeksiyonunun 2-3 kez tekrarlanması uzun süre kalıcı ve doğal bir görünüm getirir.
- Doku kokteyli ile bu bölgeye iğnelerle kontur verilmesi (dermis şeritleri ile yapılan işlemin bir modifikasyonu olup, en etkin kontur sağlanması tekniğidir). Derinin alt tabakasından çıkarılan dermis ve zarlar özel bir teknikle ince ince kıyılır ve kollajenden çok zengin olan bu doku iğne ile dudağın gerek görülen bölgelerine enjekte edilir. Bu yaklaşım dudağa istediğimiz şekli vermemize yardımcı olur. Bu bir otokolajendir.
b) Yabancı dolgu maddeleri (Heterotransplantlar)
- Hyaluronik Asit: Vücutta bulunan bir madde olup, şu ana kadar komplikasyonu pek sayılmayan bir maddedir. Yabancı maddeler içinde en selim olanı gibi gözükmektedir. Bunun da tesiri 3 ile 6 ay arasında değişmektedir. Bu maddelerden ince olan şekli (restylane), dudak kenarlarına, ince kırışıklara daha koyu kıvamlı olanı (perlane) ise dudağın içine ve oluklara verilebilmektedir. Yabancı maddeler içinde en kabul edilebilen budur. FDA onaylı olması ve doğal görüntüyü bozmaması, dokularımıza zarar vermemesi nedeniyle bizim kliniklerimizde dokudan sonra en kabul edilebilen madde olmaktadır.
- Kolajen: Piyasada kolajen olarak bilinen bu madde, sığırdan üretilen maddedir. Otokolajen ile karıştırılmamalıdır. Otokolajen; sizin dokunuz alınıp, laboratuvara gönderilerek elde edilen bir kolajendir. Bu hetore kolajen immün reaksiyonlar yapabilmekte, vücut tarafından reddedildiği için de vücutta tesirleri çok geçici olabilmektedir. Alerjik reaksiyonları da sıklıkla görülebilmektedir. Son zamanlarda deli dana hastalığı taşıma gibi bir riskinden söz edilmektedir.
- Silikon: Sıvı silikon şeklinde verilen bu dolgu maddesi dudağı kalınlaştırmakta, ancak bütün dokuların içine sızıp, buradaki normal anatomiyi bozup kas, guddeler ve deri altı dokuların şeklini deforme etmektedir. Tehlikeleri nedeniyle Amerika’da tamamen yasaklanmış bir yöntem olup, bunu yanlışlıkla kullandırmış olanların tedavisi de çok zordur. Lastik gibi bir kıvam verip, kadınları mutsuz kılmakta ve bu lastik kıvam öpüşmede adeta taş gibi bir dokunuş meydana getirdiğinden son derece rahatsız edici olabilmektedir. Birçok hasta dudaklarında his kaybından şikayetçidir. Ayrıca alerjik reaksiyonlarla dudakta yaralanmalara da yol açabilmektedir.
- Diğer dolgu maddeleri: Yüze ve vücudun diğer yerlerine enjekte edilen 150 kadar yabancı madde vardır. Bu maddeler mucize yaratıyormuş gibi insanlara takdim edilmekte ve birçok insan çok acı çekmekte ve düzeltilemez kötü sonuçlarla perişan olmaktadırlar. Bu çeşitli maddelerin komplikasyonları plastik cerrahi bilimsel toplantılarında örneklerle dile getirilmektedir. Çok belirgin olmayan komplikasyonlarda ise bu yabancı maddelerin dokularımıza ne kadar zarar verdiği bilinmemektedir.